Bölüm 132: Halatla Bağlama Tuzağı
“İmparator Mezarı?” Chu Feng anlamakta başarısız oldu ama o hala etkileyici olduğunu duyabiliyordu.
“Kısacası, bir İmparator mezarı oldukça etkiliyeci bir şey ama ben söylesemde çok fazla anlayamazsın.Sadece İmparator Mezarını sınırsız bir hazine olarak görüyoruz.”
“Gerçekten Azure İlinde İmparator Mezarı varsa, Qing Tian Xuan denilen o adam kesinlikle basit bir Dövüş Lordu olamazdı.Tarihin kayıtları büyük bir olasılıkla tamamen yanlış olurdu.”dedi Yumurtacık.
“Yanlızca bir Dövüş Lordu? Dövüş gelişimi yolunda daha kaç alem var?”Chu Feng durmadan heyecanlandı ve o aniden halen deneyimden yoksun ve bir sürü şey hakkında bilgi sahibi olmadığını hissetti.
“Bu alemler senden çok uzakta o yüzden ne kadar anlatırsam anlatayım bir işe yaramaz.Her halükarda,Dokuz Eyalette büyük bir insan ortaya çıktı ve bu dünyayı sarsmaya yetti.”
“Mezar halen bozulmamış ise,hızlı bir şekilde güç alman gerekir.Bundan sonra, herhangi bir bilgi sızıntısını önlemek için Dokuz Eyaletteki İmparator Mezarını bilen herkesi öldürmelisin.”
“Aslında, bu yeterli değil.Dokuz Eyaletleri tamamen yoketmeli.Neyse,bu bilgilerin dışarıya yayılması mümkün değil.” Yumurtacık ciddiyetle hatırlattı.
“Ne?Dokuz Eyaletleri yoketmek?Sen benim bu kıtadaki herkesi öldürmemi mi istiyorsun?Bu biraz delice değil mi?”
Bu kelimeleri duyduktan sonra , Chu Feng’in omurgasından aşagı giden bir titreme hissetti.Düşmanları öldürüyor iken kalpsiz olabilirdi,kendi kişisel hedefleri için o sıradan vatandaşları ve tamamen ilgisiz olanları katletmek olmazdı.
“Ne biliyorsun? İmparator Mezarları tüm dünyanın en büyük hazineleri.Qing Tian Xuan’ın Kaynak enerjisini tükettikten sonra ulaşacagım gelişim söz konusu değil,bu İmparator Mezarına güvenir ve yenilmez bir kişi haline gelebilirsin.”
“Ailene ne olduğunu bilmek istemiyormusun?Ailen neden seni bıraktı ve sana bakmadı bilmek istemiyor musun?Hiç şüphesiz nedenler mezarın içinde olacak.”
“Benim tahminimce,ailen büyük bir felaket ile karşılaştı ve seni buraya göndermek zorunda kaldı.Ailenin var olup olmadığına gelince,hiç bir fikrim yok.Senin ebeveynlerinin ölmüş olması bile mümkün ve ailende yok olmuş olabilir.”
“Aileni yok edip ebeveynlerini öldürebilecek olanlar daha da güçlü.Bunun hakkında düşün.Eğer ailenin sana kontrol etmen için bıraktığı Dünya Ruhunu kontrol bile edemiyorsan,ailenden daha güçlü güçlerle nasıl karşı koyacaksın?’’
“Uyan.Bu dünya sandığın kadar küçük değil.Orada sayısız uzman ve dahiler her yerdeler.Güçlü kuvvetler birkaç milyon yıldır duruyor ve onlar dünyanın en yüksek ve dik yerinde duruyorlar.’’
“Sen sadece ‘kuyunun dibinden gökyüzüne bakansın’.Ancak,çok şanslısın.Bu şanslı derin kuyunun,sonsuz hazineleri vardır.Bu hazineleri aldığın sürece ,senin dışındakı uzmanlara karşı gelme olanagına sahip olucaksın.”diyerek anlattı Yumurtacık.
“Bunu yaparak beni kandırmaya çalışma.Hangi esaslara göre benim ailem yok oldunu söylüyorsun?Hangi esaslara göre benim ebeveynlerimin öldüğünü dersin? Ortada keskinlikle hiçbir kanıt yok ve belkide diğer nedenler var.”Chu Feng soğukça homurdandı.Biraz kızmıştı çünkü kalbinin derinliklerinden,ebeveynlerine ve ailesine gerçekten kötü bir şey olmadığını umut ediyordu.
“Tamam, itiraf ediyorum. Ailen halen var olabilir ve ebeveynlerin sağlıklı yaşıyordur. Ancak, ailen hala var olsa bile, mevcut gelişimin ile geri dönmek için herhangi bir yüzün var mı?”
“Şu an çok zayıfsın.Dövüş gelişimi dünyasında, gerçek bir karıncasın.Onlar seni ezmek için parmaklarını bile kullanması gerekmez.Onlar sadece rastgele osursa vücudun paramparça kemıklerinle birlikte kopmuş olucaktır.Onların sadece rastgele darbesi ve duman sarmalı gibi dağılırsın.”
Yumurtacık’ın sözleri bıçak kadar keskindi Chu Feng’in kulaklarını deldi.Gurur ile Chu Feng’i bıçaklamaya devam etti.Ancak,bu doğrudan sozler Chu Feng’e ne kadar güçsüz olduğunu anlamasına yardım etti.
Bu doğruydu.O daha güçlü olması gerekiyordu.O son derece güçlü olması gerekiyordu.Şu anda,o bir dahi değildi.O etrafındakı insanların vasatlığı yüzünden deha halinde görülüyordu.Gerçek deha Qing Tian Xuan gibi olmalıydı,ve belki Dokuz İller kıtasının dışında onun gibi pek çok dahi vardır.
“Güzel.İmparator Mezarının içindeki hazinelerin hepsi bana ait olacak,kendi açgözlülüğüm yüzünden masum insanları öldürmeyeceğim.” Chu Feng ciddiyetle dedi.
“Yumuşak kalpli.Birisi gerçekten bu sırrı kıtada yayıncaya kadar beklersen.Gerçek uzmanlar her yerden akın ettiğinde,pişman olucaksın.”
“Bu doğru.Ben hala bir insanım o yüzden senin olduğun kadar soğuk kanlı olamam.İmparator Mezar haberi gerçekten bir gün dışarı yayıl ve hazineler başkaları tarafından alınırsa, benim yarım kelime bile şikayetim olmazdı.Ben bu hazinelere güvenmesem bile , kendi kendime güçlü hale gelebilirim” Chu Feng’in kararı çok sağlamdı.
“Her neyse ,her neyse.Seninle tartışmayacağım.Bu kıtadakı insanları katletmek daha güvenilir olsa bile,sen bu yeteneğe sahip değilsin.Ancak,simdi yola koyulalım.”diyerek kışkırttı Yumurtacık
“Şu anda mı ayrılalım?Bu iyi değil ,değil mi?Sonuçta,zaten bir kaç gün daha kalmak için Su Rou ve Su Mei’nin babasına söz verdi.”
“O halde yarın ayrılalım.Yarından geç olmaz çunkü daha fazla geciktiremeyiz.’’
“Bu iyi.”
Karar verdikten sonra,Chu Feng başlangıcta tüm ruhsal boncukları arıtmak istedi.Fakat biraz düşündükten Su Mei’nin ona kazançlarda küçük hedefli diyeceğinden korkuyordu ve bu yüzden Chu Feng onları arıtmamıştı.Ruhsal boncukları elinde tutuyordu bu yüzden istediği zaman seviye atlayabilirdi.
Gökyüzü karanlık olunca,Su Hen’in Chu Feng için hazırladığı şölende başladı.Masanın üzerine, sadece 4 kişi vardı.Su Mei, Su Rou, Chu Feng ve Su Hen.
Bununla birlikte, tablo son derece büyük ve görkemli olan yiyecek ve içecekler ile doluydu.Chu Feng daha önce boyle şeyler hiç yememiş ve bir bakışta,iştahı önemli ölçüde artış yaptı.Sadece masanın geniş olması yüzünden 4’üde yayılarak yani aralıklı oturmuştu.
“Salak.Neden sadece et yiyorsun?Bunu dene.Sebzelerin tadı,bazen daha lezzetli.”
Ancak,insanları nutkunu tutan şey Su Mei Chu Fengin yakınına oturmak için girişimde bulundu ve sürekli bazı yemeklerde Chu Feng’e yardımcı oldu.O kimi zaman Chu Feng’i besledi.Tabiki Chu Feng onu uzağa itemeye vermedi ve ikisi yemek konusunda birbirine yardımcı oldu ve birbirlerini beslediler.Ona tatlı denilebilirdi.
O sahneye bakan Su Rou eliyle ağzını kapatarak kalbinden kız kardeşıne güldü. Öte yandan,Su Hen tüm alınında siyah cizgiler vardı ama hiçbir şey diyemedi ve o utancından dünyası battı.
Şölen süresince, Su Hen Yeni Mükemmellik meclisi ödülünü aldı.On Köken Hapı.
On Kökeni boncuk on bin manevi boncuk eşitti. Bu Yeni Mükemmellik Toplantısının söylenen ödülünden iki kat fazlaydı ve Chu Feng saygıyla onları almıştı,reddetmek için hiçbir nedeni yokdu.Sonuçta , o Su ailesinin ona yakın olmasını istediğini biliyordu.
Chu Feng’in Ruh gücü vardı ve o Zhuge Liuyun ögrencisi olma şansı vardı.Er yada geç, o bir Dünya Ruhlara inanan olacak ve Su aileside İmparator Mezarı biliyordu ,doğal olarak,Onlar belli bir ölçüde hizmet edicek böylece Chu Feng onlara daha yakın olucaktı.
Şölen sonrası, Chu Feng kendi odasına döndü.Ancak, o döndüğü gibi,birisi kapıyı çaldı.Bir hizmetçi geldi ve ikinci bayan ,Su Rou’nun onu aradığını söyledi.
Chu Feng Su Rou’ya karşı iyi izlenimlere sahipti bu yüzden reddetmemişti.Hizmetkarın yönlendirmesi altında Su Rou’nun yaşadığı saray yerine girmişti.
Chu Feng saraya girdiği gibi, iki figür gölgelerden dışarı yürüdü.Biri Vermilion Kuş Şehri efendisi,Su Hen.Diğer tarafta beyaz saçlı ince yaşlı bir adam vardı.
“Her şey ayarlandı?”Sarayda Kızının olduğu yere bakarak, Su Hen konuştu.
“Efendim ,merak etmeyin.Bugünden itibaren, bu Chu Feng Su ailesinin bir parçası olucaktır .”yaşlı adam garip bir şekilde gülümseyerek dedi.