Bölüm 381: Altın Pelerin Dünya Ruhçusu
…
Chu Feng’in işaret ettiği yer sarayın olduğu yerdi ama haritada tam ortasında bir şey olması gerekiyorken, normalde öyle bir şey yoktu.
Ve daha da yakından bakınca sarayın iki katlı olduğu görülebiliyordu. Buda sarayın zemin katı olması veya başka bir katın olması gerektiğini gösteriyordu. Burası gerçekten son değildi!
Zi Ling bunu görünce hızlıca sarayın ortasında bir şey olması gereken yere geldi ancak hiç bir şey göremedi. Daha dikkatli bakınca bir Ruh formasyonu buldu.
Ruh Formasyonunu açabildiler ve Ruh formasyonu göz kamaştırıcı yedi renkte bir ışık yaymaya başladı. Bu olduğunda ise ortaya bir taş sahne çıktı..
Bu taştan oluşan sahne ortaya çıktıktan sonra parlaklık dahada yükseldi ve tüm sarayı örtmeye başladı. Ancak bu olduğu an sarayın tavanı değişmeye başladı ve özel kayalar yok olmaya başladı. Ve en sonunda Chu Feng ve Zi Ling’in önüne başka bir saray çıktı.
Bu saray diğeriyle tamamen aynıydı tek fark merkezinde semboller uçuyordu. Ve etrafa garip bir enerji salıyordu.
Bu sembollerin hemen yanında ise havada altın renkte büyük kelimeler yazıyordu. 9 Aşama Dövüş becerisi.
“9. Aşama dövüş becerisi” O kelimeleri gören Zi Ling’in gözleri parladı ve havaya sıçradı ve elini uzatıp o sembolleri yakaladı.
“Bu kız, gerçekten çok hızlı.”
Chu Feng kaşlarını sıkıca çattı Zi Ling’in neden bu kadar hızlandığını biliyordu. Çünkü ondan önce gidip teknikleri almasından korkuyordu. Zi Ling hala Chu Feng’e güvenmiyordu.
*hmm* Zi Ling’in ince ve narin elleri sembollere dokunduktan sonra garip bir enerji dalgalanması oldu ve sarayın üstünü kaplamaya başladı.
*whoosh whoosh whoosh*
Hemen ardından Zi Ling’in etrafında bir kaç tane altın renkli Ruh formasyonu zinciri çıktı. Bu zincirler Zi Ling’in vücudunu sıkıca saran su yılanları gibiydi.
“Lanet!”
“Ahh~~”
Zi Ling tüm gücünü kullanarak zincirleri kırmaya çalıştı ancak o güç kullandıkça zincirler daha da sıkılaştı ve ta ki kemiklerine kadar onu sıkana kadar. Zi Ling’in bedeni bir limon gibi sıkıldığı için küçük yüzü ölüm beyazına dönmüştü. Hemen terlemeye başlamıştı ve acı içerisinde çığlık atmıştı.
“Neden böyle oldu! Bu da bir mekanizmamı! Fakat onu inceledim yanlış olan hiç bir şey yoktu!”
Sarayın merkezinde eziyet çeken Zi Ling’i gören, Chu Feng’in yüz ifadesi değişti. O mekanizmanın nereden geldiğini bile göremedi. Zi Ling’i nasıl kurtaracağı hakkında en ufak bir fikri yoktu. O zincirler gerçekten çok güçlüydü Chu Feng daha önce öyle bir şey görmedi ve hiç anlamıyordu.
*hmm* Zi Ling’in vücudunun hemen yanında hava değişmeye başladı ve bir kişi ortaya çıktı.
Bu kişinin vücudu yarı şeffaftı ve görünümü sıkıca Dünya Ruhçusu peleriniyle kaplıydı.
Bunu gören Chu Feng’in ağzı fal taşı gibi açıldı. Çünkü yarı şeffaf vücuda sahip kişinin giydiği pelerin etrafa ihtişamlı altın ışık yayıyordu.
“Altın pelerin, Dünya Ruhçusu!”
Chu Feng çok şaşırdı. Dokuz eyalette tek bir tane Mor pelerin Dünya Ruhçusu yoktu ve efsane sayılıyordu. Ama şimdi önünde bir Altın pelerin Dünya Ruhçusu vardı. Chu Feng nasıl olurda şaşırmazdı?
Altın pelerin Dünya Ruhçusu kartal misali bakışlarını Chu Feng’e çevirdi. Chu Feng iki keskin bıçağın vücudunu deldiğini sandı ve en ufak direnç gösteremedi.
“Bu… Altın Pelerin Dünya Ruhçusunun gücü korkunç! Dantianımda ki İlahi Yıldırım dışında her şeyi gördü.”
Chu Feng’in tüm vücudu soğuk terler içerisinde kaldı. Daha önce tek bakışta onun her şeyini gören bir insanla karşılaşmamıştı.
“Mm?” Chu Feng’e bakan Altın Pelerin Dünya Ruhçusu şaşırdı sonra orta yaşlı bir adamın sahip olduğu sesle, “Böyle bir yaşta Asura ruhuyla sözleşme imzalamak. Basit birisi değilsin, söyle bana genç adam. Bu bayanla ilişkiniz nedir?”
“Kıdemli, o benim arkadaşım.” Chu Feng saygıyla yanıtladı. O kişinin karşısındayken saygısız olmayı cesaret edemezdi. Onun sahip olduğu güç sağ duyuyu aşıyordu belki de Chu Feng’i bir düşünce ile yok edebilirdi.
“Sadece arkadaş mı?” Altın pelerinli Dünya Ruhçusu kayıtsızca konuştu. Sesinde şüphe vardı.
“Hayır, sadece bir arkadaş değil.”
“O kişiyi seviyorum. Bunun için kıdemliye yalvarıyorum lütfen onu serbest bırak.” Chu Feng yalvardı.
“Onu bırakayım mı? Onu kurtarmak istiyor musun.” Altın pelerin Dünya Ruhçusu soru sordu.
“Evet kıdemli! Onu bıraktığınız sürece bana istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.”
Chu Feng, Zi Ling’in yüzündeki acı içerisindeki ifadeyi görünce ona çok üzülmüştü. Onun için acıya bile katlanmaya razı olmuştu!
“Aptalca. Dövüş becerilerini görünce ne yaptığını açıkça görmüş olmalısın.”
“O sadece bencil birisi, buna rağmen onu mu seviyorsun?” Altın pelerin Dünya Ruhçusu konuştu.
“Kıdemli, sizin görüş açınızdan bencil olabilir. Ama benim görüş açıma göre öyle birisi değil. Onu ölesine seviyorum.” Chu Feng sakince gülümsedi yüzü samimiyet doluydu.
Aslında Chu Feng, Zi Ling’e aşık falan değildi. Ona karşı hep dikkatliyken ona nasıl aşık olabilirdi?
Ama onun zarar görmesini istemiyordu. Chu Feng, böyle güçlü birisi karşısındayken sözlerin anlamsız olduğunu biliyordu. Altın pelerin Dünya Ruhçusu istese anında Zi Ling’i öldürürdü.
Böyle güçlü bir uzmanın bulunduğu bölgeye gidip bir kaç tane yalvarıcı sözlükle Chu Feng kendini ve Zi Ling’i kurtaramazdı.